Anasayfa > YOLUM TİBET’E DÜŞTÜ : LHASA’NIN KÖR ÇOCUKLARI
01.04.2014 Sal, 22:21
Bir kadın düşünün: Bir katırın sırtında , uçurumların kenarında, daracık patikalarda yol alarak Tibet’in en uzak köylerine gidiyor.Kör çocuklara yardım edebilmek ,onlara körler alfabesini öğretebilmek, hayatlarında bir fark yaratabilmek için .’’Ne kadar anlamlı, ne kadar güzel bir iş onun yaptığı’’ diye düşündünüz değil mi? Bahsettiğim kişinin iki yaşındayken geçirdiği bir hastalık sonucunda gözlerinin kör olduğunu da eklersem sanırım yaptığı işin ne kadar zor, ne kadar imkansız gibi göründüğü gerçeğini kimse yadsıyamaz.
Hani demiş ya Mevlana :‘’
İki parmağının ucunu iki gözüne koy.
Bir şey görebiliyor musun bu dünyadan?
Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir’’
Sabriye de göremediği bu dünyaya sırt çevirmemiş, aksine inatla gitmiş zor olanın üstüne…
Bu kitapta Sabriye Tenberken’in Tibet’e giden yolda başından geçenler ve körler okulunun kuruluş mücadelesi anlatılıyor.Sabriye Tenberken, Tibet’te özellikle dağ köylerinde körlük oranının çok yüksek olduğunu ve bu körlerin Tibet’in gelenekleri nedeniyle ya evlerde saklandıklarını ya da dilendirildiklerini, hemen hiçbirisinin okuma yazma bilmediğini ve herhangi bir işte çalışma olanakları olmadığını öğrenince, Tibet’e gitmeye ve körlere yardımcı olmaya karar veriyor. Kızıl Haç’a başvuruyor ama yetkililer, gönüllü olarak bir ücret almadan da çalışacak olsa bile bir köre görev veremeyeceklerini söyleyince tek başına Tibet’e gitmeye karar veriyor.
Sabriye’nin bu çetin yolculuğunda ona eşlik ederken, o katırların sırtında uçurum kenarlarında bulacaksınız kendinizi ve içinizden’’ Aman,dikkat… Off… ucuz atlattı …’’diyeceksiniz belki. O çocuklarla geçirdiği verimli,anlamlı zamanlar ve bunların kanıtı olan o doğal ,içten fotoğrafları da görünce kitap sarıp sarmalayacak sizi ve kitabı bitirdiğinizde içinizde, taa derinlerde ılık bir şeyler hissedeceksiniz belki: karşılık beklemeden yapılan iyiliklerin ,güzel yürekli bu insanla tanışmanın verdiği hazzı…
Unutmadan ekleyeyim ,ben bu kitabı okuduğumda yazarın Türk olduğunu sanıyordum oysa Sabriye ‘nin annesi Türkiye’deyken Sabriye adını duymuş, anlamı çok hoşuna gitmiş ve bu ismi vermiş kızına. Adı gibi sabırlı bu güzel yürekli insanın yazdıkları okunmaya değer gerçekten .
0 views